Sokakta birleştik, sokakta kazanacağız!
Sokakta birleştik, sokakta kazanacağız!
Gezi Parkı’na, emeğimize, yaşamımıza, doğamıza dokundurtmayacağız!
7 gün önce İstanbul Taksim Gezi Parkı’nda kıvılcımı çakılan ve dalga dalga mahallelerden meydanlara tüm Türkiye’ye ve dünyaya yayılan direnişimiz milyonların ortak iradesini ortaya çıkardı. Halk kararını verdi! Gezi Parkı’na dokundurtmayacağız! Artık, Gezi Parkı, Taksim’dir, Reyhanlı’dır, Roboski’dir, 1 Mayıs’tır, emektir, doğadır, yaşamdır, özgürlüktür, faşist saldırılara ve devletin tüm baskılarına karşı demokratik bir ülkede yaşama iradesidir.
Bundan sonra bilinsin ki bu Park, Taksim Meydanı ve bu ülkenin bütün diğer meydanları; bu kent, bu memleket emeğe, emekçilere, halka emanettir. AKP’ye ve sermayeye teslim etmeyeceğiz.
7 gündür tüm baskı ve şiddete, yalana, manipülasyona, medya sansürüne rağmen direnişi dalga dalga büyütenlere, sokak sokak direnenlere selam olsun! Meydanları özgürleştirenlere, köprüleri aşanlara, evini, okulunu direnişçilere açanlara selam olsun!
Bu direniş ülkedeki tüm baskıcı anti-demokratik uygulamalara, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarının “ben karar veririm, olur” dayatmalarına karşı “yeter” diyenlerin; kentlerine, emeğine, doğaya, yaşamına sahip çıkanların isyanıdır, öfkesidir, dayanışmasıdır. Tüm muhalif kesimlerinin, renklerinin buluşmasıdır.
Türkiye tarihinde bu direnişle oluşan kırılma noktası şunu göstermiştir: halkın yaşamını etkileyen hiçbir konuda halka rağmen adım atamazsınız, atamayacaksınız. Baskılarınız, yasaklarınız, şiddetinizle halka boyun eğdiremediniz, eğdiremeyeceksiniz.
Tüm Türkiye’nin meydanlarından yükselen ortak ses “hükümet istifa” olmuştur. Bu sesi büyüteceğiz! Bu haykırışın anlamı açıktır!
İktidarın kendi siyasal hedeflerini, nasıl yaşanacağına ilişkin belirlediği kuralları, kendi karanlığını tüm topluma dayatmasına asla izin vermeyeceğiz.
Baskı, sindirme, inkâr ve imha politikaları ile emeğe, kentlere, doğaya dönük sermaye programlarını uygulamasına asla izin vermeyeceğiz.
Emekçilerin, işçilerin kazanımlarının yok sayılmasına, kentlerimizin, ormanlarımızın, suyumuzun talan edilmesine, okullarımızın satılmasına, hastanelerimizin kent dışına sürülmesine, mahallelerimizin kentsel dönüşüm projeleriyle yıkılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Bu direnişi yaşamın tüm alanlarına yayarak büyütmek için halkımızı, sendikalarda, meslek örgütlerinde, demokratik kitle örgütlerinde, siyasal örgütlerde örgütlenmeye çağırıyoruz.
Bugünümüze, geleceğimize sahip çıkıyoruz.
Bir kez daha ilan ediyoruz; mücadelemizin ve dayanışmanın belleği olan Taksim’e sahip çıkıyoruz.
7 gündür süren direnişimiz iktidarın otoriter eğilimleri yükselterek, baskıyla, şiddetle, zorla, ülkeyi cezaevine dönüştürerek toplumun üzerinde yaratmaya çalıştığı korku atmosferinin sökmediği gösterdi. Direniş meydanlarından seslendiğimiz gibi: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam edeceğiz.
Direnişimizin acil talepleri şunlardır;
- Gezi Parkı, Park olarak kalacaktır. Ne Taksim’de Topçu Kışlası’na ne de tüm doğa ve yaşam alanlarımızın talanına izin vermeyeceğiz.
- Gezi Parkı’ndaki direnişten başlayarak halkın demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olan sorumlular, başta İstanbul ve Ankara Valileri ve Emniyet Genel Müdürleri olmak üzere derhal istifa etmelidir. Gaz bombası kullanılması yasaklanmalıdır.
- Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmamalıdır.
- Taksim başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarında, kamusal alanlarda toplantı, eylem yasaklarına son verilmelidir.
Bu ses sokağın, direnişin, halkın iktidardan talepleri değil şartlarıdır. Sokakta birleştik, gücümüzü gördük, gücümüzü gördünüz, biliyoruz sokakta kazanacağız.
Taksim Dayanışması