TAKSİM DAYANIŞMASI’NDAN BASINA ve KAMUOYUNA
08 Aralık 2015 – Diyarbakır
MEDENİ YILDIRIM DAVASININ TAKİPÇİSİYİZ!
Değerli Basın Emekçileri ve Duyarlı Kamuoyu,
Halkını sokaklara sıkıştıran, şiddet uygulayan iktidara defalarca seslenmiş; “parkları, meydanları ve kentleri kapatarak bizi haklı taleplerimizden, birlikte durma ısrarımızdan, haksızlıklara karşı durma inadımızdan vazgeçiremezsiniz” demiştik.
Bizler, hukuku ve yargıyı işlevsiz hale getirerek, mahkeme sürecini polis, şiddet ve cezasızlık güzellemesi haline getirmeye çalışanlara karşı insanlıktan, adaletten ve vicdandan yana olan herkese buradan; dünyanın en kadim uygarlıklarının kesişme noktası Diyarbakır’dan, sadece bizim değil, dünyanın bildiği, tanıdığı, saygı duyduğu bir büyük insan, bir büyük barış elçisi olan insan hakları hukukçusu Tahir Elçi’nin bir uygarlık mirasını savunurken katledildiği Diyarbakır’dan, savunucusu olduğu Medeni’mizin davasından tekrar sesleniyoruz.
Uzun süredir takipçisi olduğumuz, Ankara’dan Hatay’a, Kayseri’den Balıkesir’e, Eskişehir’den Kartal’a, ailelerimizi yalnız bırakmamaya çalıştığımız hukuki süreçlerde adalet talebimiz karşılıksız kalmış, bunun yanında ailelerimize çeşitli mesnetsiz davalar açılmış, duruşmalarımızın yerleri sürekli değiştirilmiş, hukuka olan inancımızı kaybetmemiz için iktidar elinden geleni yapmıştır.
Bugüne kadar özellikle Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş ve Hasan Ferit Gedik davalarında, adalet ve hukuk yollarının; siyasal iktidarın, emniyet güçlerinin ve yargı kurumlarının engellemeleri sonucunda işlemez hale getirildiği son derece açık bir biçimde ortaya çıkmıştır.
Gezi Direnişi süresince çocuklarımızı katleden katillerin yargılanmadığını, sudan bahanelerle yargıdan ve mahkemelerden kaçırıldığını, hepimiz biliyoruz. Ceza alanların ise aldıkları ceza miktarları ortada… Bunun karşısında, en demokratik haklarını kullananların maruz kaldıkları yargılamalar, gözaltılar, baskılar, en temel insan hakkı olan sağlık hizmetini yerine getiren doktorların, sağlık çalışanlarının aldıkları cezalar da ortada…
Bildiğiniz gibi, Medeni’nin 27 Ekim’de görülen ilk duruşması sıradan bir davaymışçasına 10 dakikada görülmüş, sanık duruşmaya katılmamıştı. Bugün görülen ikinci duruşma sonucu gelinen nokta açıkça ortaya koymaktadır ki bu davada sadece bir kişi değil; emir komuta zinciri kapsamında bütün azmettiriciler adalet önüne çıkarılmalı, hesap vermelidir.
Başta da söylediğimiz gibi bir kez daha haykırıyoruz.
“Parklarımızı, meydanlarımızı, mahallelerimizi, köylerimizi ve kentlerimizi kapatarak; demokrasi, barış ve özgürlük çığlıklarımızı katlederek bizleri haklı taleplerimizden, birlikte durma ısrarımızdan, haksızlıklara karşı durma inadımızdan vazgeçiremezsiniz.”
Taksim Dayanışması olarak, bütün Gezi davalarına sahip çıkmaya, hak edilen cezalar verilene kadar takip etmeye devam edeceğiz!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TAKSİM DAYANIŞMASI