1 Mayıs’ta, 1 Mayıs Alanı’nda; Taksim’deyiz.
Basına ve kamuoyuna,
Toplumumuzun bütün dünyaya örnek olacak bir biçimde en temel demokratik ve insan hakkı taleplerini barışçıl ve demokratik bir şekilde ifade etme hak ve iradesine karşı iktidar, şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına inatla devam etmektedir.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emeğin ve Dayanışmanın günü olan 1 Mayıs’ı kutlamak üzere halkın ve emekçilerin aklını yok sayan gerekçelerle Taksim’i yine yasaklayarak, Yenikapı’daki yolsuzluk ne hukuksuzluğun simgesi olan kent suçu dolgu alanını adres gösterdi.
Tek gerçek gerekçe ise iktidarın halktan, emekten, eşitlikten, dayanışmadan, özgürlükten korkmasıdır. 2008 yılında Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyip de onca şiddete ve gaza maruz kalanlara “ayaktakımı”, 2013’te de Gezi’deki milyonlarca yurttaşımıza “çapulcu” diyen Başbakan’ın zihniyetidir gerekçe. 2007 yılında “İstanbul’un imajı”ını bahane edip Taksim’i yasaklayan dönemin Valisi Muammer Güler ile geçen sene inşaatı, bu sene kentin tertip ve düzenini bahane eden, Gezi Parkı’nı bir açıp bir kapatan, geçtiğimiz 1 Mayıs’ta 40 bin polisle kenti işgal ederek insanların toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü, ulaşım hakkı ve hatta yaşama hakkını ortadan kaldıran bugünün Valisi Mutlu’nun zihniyetidir gerçek gerekçe.
Taksim Dayanışması’nın kurulmasının nedeni olan İstanbul’un en önemli kamusal alanı, Taksim Meydanı ve Taksim Gezi Parkı’nı yok etmek üzere, bizzat Başbakan tarafından ilan edilip; topluma dayatılarak zorbalıkla uygulanmaya çalışılan hukuk, akıl, bilim dinlemeyen rantçı projelerin neyi amaçladığı bu kararla bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Defalarca ve defalarca söyledik. Yine tekrar ediyoruz. Taksim başta olmak üzere, tüm meydanlar, sokaklar, kamusal alanlar hepimizin ortak değeri ve ortak yaşam alanıdır. Kültürümüz, tarihimiz, bir arada yaşayabilme umudumuzdur. Birkaç kişinin kafasındaki “tertip ve düzen”e göre şekillendirilemez.
Bizler, en demokratik, hukuki ve meşru hakkımızı istiyoruz. Her türlü baskı ve şiddete karşı, mücadele ve alın teri ile kazandığımız Taksim’de 2010, 2011, 2012 yıllarındaki gibi yüzbinlerle coşkulu ve barışçıl bir şekilde 1 Mayıs’ı kutlamak istiyoruz.
Sorunlarımızı, taleplerimizi, umutlarımızı, bu kentin “meydan”ında haykırmak, otobüslerle taşınarak değil, birbirimizle buluşarak kendi yaşamımıza ve yaşadığımız mekânlara dair söz hakkımızı istiyoruz.
1977’den 2014’e kaybettiğimiz canları anmak, sorumluların hesap vermesini sağlamak, belleğimize sahip çıkmak için tam da 1 Mayıs’ta, Taksim’de olmak istiyoruz.
Anayasa’nın, kanunların, evrensel hukukun ortaya koyduğu biçimde, hiçbir şüpheye gerek kalmaksızın Taksim’de kutlanması gereken 1 Mayıs’ın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi için devletin tüm kurumlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz.
Demokrasiyi, doğayı, parklarımızı, mahallelerimizi, meydanlarımızı, suyu, toprağı, bedenlerimizi, eğitim ve sağlık hakkımızı savunarak, emek sömürüsüne, güvencesizliğe, taşeronlaştırmaya, işsizliğe, şiddete ve baskılara karşı; umudu, dayanışmayı, özgürlüğü ve eşitliği büyütmek için,
1 Mayıs’ta, 1 Mayıs Alanı’nda; Taksim’deyiz.
TAKSİM DAYANIŞMASI Basına ve kamuoyuna,
Toplumumuzun bütün dünyaya örnek olacak bir biçimde en temel demokratik ve insan hakkı taleplerini barışçıl ve demokratik bir şekilde ifade etme hak ve iradesine karşı iktidar, şiddet, baskı ve yasakçı politikalarına inatla devam etmektedir.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emeğin ve Dayanışmanın günü olan 1 Mayıs’ı kutlamak üzere halkın ve emekçilerin aklını yok sayan gerekçelerle Taksim’i yine yasaklayarak, Yenikapı’daki yolsuzluk ne hukuksuzluğun simgesi olan kent suçu dolgu alanını adres gösterdi.
Tek gerçek gerekçe ise iktidarın halktan, emekten, eşitlikten, dayanışmadan, özgürlükten korkmasıdır. 2008 yılında Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyip de onca şiddete ve gaza maruz kalanlara “ayaktakımı”, 2013’te de Gezi’deki milyonlarca yurttaşımıza “çapulcu” diyen Başbakan’ın zihniyetidir gerekçe. 2007 yılında “İstanbul’un imajı”ını bahane edip Taksim’i yasaklayan dönemin Valisi Muammer Güler ile geçen sene inşaatı, bu sene kentin tertip ve düzenini bahane eden, Gezi Parkı’nı bir açıp bir kapatan, geçtiğimiz 1 Mayıs’ta 40 bin polisle kenti işgal ederek insanların toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü, ulaşım hakkı ve hatta yaşama hakkını ortadan kaldıran bugünün Valisi Mutlu’nun zihniyetidir gerçek gerekçe.
Taksim Dayanışması’nın kurulmasının nedeni olan İstanbul’un en önemli kamusal alanı, Taksim Meydanı ve Taksim Gezi Parkı’nı yok etmek üzere, bizzat Başbakan tarafından ilan edilip; topluma dayatılarak zorbalıkla uygulanmaya çalışılan hukuk, akıl, bilim dinlemeyen rantçı projelerin neyi amaçladığı bu kararla bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Defalarca ve defalarca söyledik. Yine tekrar ediyoruz. Taksim başta olmak üzere, tüm meydanlar, sokaklar, kamusal alanlar hepimizin ortak değeri ve ortak yaşam alanıdır. Kültürümüz, tarihimiz, bir arada yaşayabilme umudumuzdur. Birkaç kişinin kafasındaki “tertip ve düzen”e göre şekillendirilemez.
Bizler, en demokratik, hukuki ve meşru hakkımızı istiyoruz. Her türlü baskı ve şiddete karşı, mücadele ve alın teri ile kazandığımız Taksim’de 2010, 2011, 2012 yıllarındaki gibi yüzbinlerle coşkulu ve barışçıl bir şekilde 1 Mayıs’ı kutlamak istiyoruz.
Sorunlarımızı, taleplerimizi, umutlarımızı, bu kentin “meydan”ında haykırmak, otobüslerle taşınarak değil, birbirimizle buluşarak kendi yaşamımıza ve yaşadığımız mekânlara dair söz hakkımızı istiyoruz.
1977’den 2014’e kaybettiğimiz canları anmak, sorumluların hesap vermesini sağlamak, belleğimize sahip çıkmak için tam da 1 Mayıs’ta, Taksim’de olmak istiyoruz.
Anayasa’nın, kanunların, evrensel hukukun ortaya koyduğu biçimde, hiçbir şüpheye gerek kalmaksızın Taksim’de kutlanması gereken 1 Mayıs’ın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi için devletin tüm kurumlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz.
Demokrasiyi, doğayı, parklarımızı, mahallelerimizi, meydanlarımızı, suyu, toprağı, bedenlerimizi, eğitim ve sağlık hakkımızı savunarak, emek sömürüsüne, güvencesizliğe, taşeronlaştırmaya, işsizliğe, şiddete ve baskılara karşı; umudu, dayanışmayı, özgürlüğü ve eşitliği büyütmek için,
1 Mayıs’ta, 1Mayıs Alanı’nda; Taksim’deyiz.
TAKSİM DAYANIŞMASI