Basına ve kamuoyuna,

Gezi Parkı’ndan tüm Türkiye’ye yayılarak büyüyen demokratik ve barışçıl gösterilerde daha onurlu, daha adil, daha kardeşçe ve daha güzel bir yaşam için mücadele ederken polis kurşunuyla öldürülen arkadaşımız Ethem Sarısülük’ün davasının üçüncü duruşması 2 Aralık 2013 Pazartesi günü Ankara’da görülecek.

Milyonların, bu şiddetin ve ölümlerin sorumlusu “emniyet müdürleri ve valiler” görevlerinden alınsın çığlığı hala ülkenin meydanlarında yankılanmaya devam ediyor. Ne yazık ki bu haklı, bu meşru, bu insani, bu toplumsal talep ülkeyi yönetenlerce görmezden gelinmeye, failler korunmaya, hukuk ve adalet baskı altına alınmaya devam ediliyor.

Bugüne kadar özellikle Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Mehmet Ayvalıtaş’ın davalarında, adalet ve hukuk yollarının; siyasal iktidarın, emniyet güçlerinin ve yargı kurumlarının engellemeleri sonucunda işlemez hale getirildiği son derece açık bir biçimde ortaya çıkmıştır.
Ethem Sarısülük davasında sanık Ahmet Şahbaz duruşmaya peruk, takma kaş, bıyık ve gözlük ile getirilerek, kimliği hukuksuz bir biçimde kamuoyundan ve mahkemeden gizlenmeye çalışılmıştır. Mahkeme salonunda her hangi bir tepki ve müdahale olmamasına rağmen duruşma iptal edilerek duruşmaların kapalı yürütülmesine karar verilmiştir.

Uzun bir bekleyişten sonra gerçekleştirilen ikinci duruşmada ise; ilk duruşmada yaşanan bütün engellemeler tekrar edilmiş, sanık mahkemeye getirilmemiş,
tayin edildiği Urfa’dan duruşmalara tele konferansla katılma talebi dahi görüşülebilmiştir. Kasten adam öldürme suçu bütün açıklığı ile ortada olmasına rağmen, Mahkeme heyetinin tüm dünyanın gözleri önünde sergilenen katil sanığı cüretkar ve açık bir biçimde kollama çabası ve taraflı tutumu, hak adalet ve vicdan sınırlarını aşmış ahlaki boyutlara ulaşmıştır.

Hak ve adalet arayışına destek olmak üzere adliye önünde bulunanlara uygulanan polis şiddeti ise yine vahşet boyutlarına ulaşmış, polis tarafından öldürücü bir biçimde kullanılan kimyasal gazların bulutları mahkeme salonuna kadar girmiştir. Bu şiddet sırasında Ethem’in annesine dahi gaz bombası atılabilmiştir. Biri ağır ondan fazla insan yaralanmış, 22 kişi gözaltına alınmıştır.

19 yaşında vicdanlara sığmayan bir biçimde dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz davası ise anayasanın ve evrensel hukukun adil yargılamaya dair bütün kuralları ihlal edilerek süründürülmektedir. Kamu güvenliğini sağlamakla yükümlü kolluk kuvvetlerinin en üst amiri olarak yargılanması gereken Eskişehir Valisi ise bütün barışçıl ve demokratik anma gösterilerini provokasyon, bu gösterileri katılanları ve hatta avukatları bile potansiyel suçlu ilan etmiş ve bu bahanelere sığınarak kentini güvensiz ilan etmekten kaçınmamış, davanın Kayseri’ye kaçırılmasına önayak olarak yeni bir hukuksuzluğa kapı açmıştır. Kamera kayıtlarının silinmesine kadar vardırılan bütün bu hukuksuzluklar ve engellemeler dünyanın gözleri önünde gerçekleşmekte ve ülkemizde hukukun iktidar tarafından ayaklar altına alınarak itibarsızlaştırıldığının tarihsel kanıtları olmaya devam etmektedir.

Bütün bunların ötesinde, Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz davaları dışında hiçbir polis ifadeye bile çağrılmamış, diğer ölüm ve yaralanmaların failleri dahi tespit edilmemiştir. Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümü ise basit bir trafik kazasına indirgenmeye çalışılarak sorumlular kurtarılmaya çalışılmaktadır. Ancak, bütün bu yaşananlara, haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkarak en yaşamsal ve demokratik haklarını kullanmaya çalışan yurttaşlarımız üzerindeki şiddet, baskı, haksız ve mesnetsiz gözaltılar ve tutuklamalar olanca hızıyla devam etmektedir.

Bizler, insanlıktan, adaletten ve vicdandan yana olan herkesi haksız ve mesnetsiz gözaltı ve tutuklamalara ses çıkarmaya, tüm duruşmalara katılıp adalet arayışına destek olmaya ve Ethem için 2 Aralık 2013 Ankara’da Adliye önünde buluşmaya çağırıyoruz. Siyasi iktidarın polis şiddetini özendirici tavrı ile yargı üzerindeki, şiddetten sorumlu idari yetkilileri ve kolluk kuvvetlerini koruma ve cezasız bırakma yolundaki otoriter baskısına karşı dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz.

En temel demokratik hakkımız olan gösterilerimize yapılan hukuksuz ve insanlık dışı müdahaleler sırasında yitirdiğimiz, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Mehmet Ayvalıtaş ve Ahmet Atakan’ımızı asla unutmayacak ve uğrunda hayatlarını kaybettikleri barışçıl ve şiddet içermeyen hak ve hukuk mücadelemizi bu kez onlar adına da kararlılıkla sürdüreceğiz.

Taksim Dayanışması